16 Mart 2015 Pazartesi

Keskin Nişancı (American Sniper) - 2015

Bu filmle ne amaçlandı bilmiyorum ama Clint Eastwood'un pek çok hayranını hayal kırıklığına uğrattığı kesin! Filmin Batı toplumunu hedef alarak hazırlandığını rahatlıkla söyleyebilirim zira pek çok açıdan Ortadoğu insanına hitap etmiyor (ya da edemiyor). Militarist ve opportunist bir bakış açısıyla bu kez izleyicinin biliç altına işlenmeye çalışılmıyor, gayet açık bir şekilde Amerikan propagandası yapılıyor. Tabi her şeyden önce bunun bir film olduğunu ve ifade özgürlüğü kapsamında hazırlandığını kabul etmek gerekiyor (Sonuçta sen de Kurtlar Vadisi Filistin diye bir film yapmıştın, unuttun mu?). Film ABD ordusunun ünlü keskin nişancısı Chris Kyle'ın hayatını, daha doğrusu görevdeki yıllarını anlatıyor (1974-2013). Filmin senaryosu Amerika'nın 2003 yılındaki Irak işgali sırasında keskin nişancı olarak orduda görev alan ve resmi rakamlara göre Amerikan askerlerini korumak için 160 kişiyi öldüren Chris Kyle'ın otobiyografik kitabından esinlenilerek oluşturulmuş. Kyle'in işgal yıllarında görevini icra ederken yaşadığı ikilemler ile görev sonrası yaşadığı psikolojik sorunlar anlatılırken izleyici bir anlamda empati yapmaya itiliyor. Ancak iki taraftan objektif bakan bir film olmaması sebebiyle bir Ortadoğulu olarak bu filme Amerikalılar gibi bakamayacağımız kesin. Bununla beraber, Chris Kyle karakterini canlandıran Bradley Cooper'in iyi bir iş çıkardığını söyleyebiliriz. Ayrıca çatışma sahneleri ve virane şehirler de filmde gerçeğine uygun olarak tasarlanmış. Köklü bir tarihi olmayan Amerikan halkının bu şekilde bir "kahraman"a da ihtiyacı olduğu açık, bu nedenle ezilen bir halkın topraklarını işgal eden ordunun keskin nişancısı, elbette ki "kahraman"dır.

"Milyon Dolarlık Bebek", "Iwo Jima'dan Mektuplar" ve "Changeling (Sahtekar)" filmlerinden sonra Clint Eastwood bu film ile biraz eleştirilecek gibi duruyor ancak ben yine de Hereafter filmini izleyeceğim :). Yine de ilginizi çektiyse, başrollerinde Bradley Cooper ve Sienna Miller'ın yer aldığı bu filmi de otobiyografik bir film gibi düşünerek izleyebilirsiniz. Sonuçta bu film dünyada büyük bir ticari başarı yakalamış, Amerika'da film eleştirmenleri tarafından oldukça olumlu eleştiriler almış ve 87. Akademi ödüllerinde 6 dalda aday gösterilmiştir.

- You got some kind of saviour complex?
- No. I just want to get the bad guys, but if I can't see them I can't shoot them.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder