10 Mart 2015 Salı

6 Süper Kahraman (Big Hero 6) - 2015

Teknolojinin de gelişmesiyle animasyon filmlerde oldukça artış olması zatn ömgörülebilri bir durumdu. Her ne kadar konu klişe de olsa, teknik olarak çıta her geçen gün biraz daha yukarıya çıkıyor. Film teknolojinin çok ileride olduğu bir tarihte (robot teknolojisinin günlük hayata yayıldığı denilebilir) San Fransokyo'da geçiyor. Teyzesi ve erkek kardeşindan başka kimsesi olmayan Hiro Hamada dahi bir çocuktur. Kendi ürettiği robotuyla yasa dışı robot dövüşlerine katılarak para kazanmak isteyen Hiro, kendisindeki cevheri gören ve üniversitede kendi robotunu geliştiren erkek kardeşinin desteklemesiyle akademik alanda başarılar sergilemeye ve eğitim almaya heveslenir. Gitmeyi amaçladığı bilim akademisi yaşı küçük de olsa dahi çocukları kabul etmektedir ancak kabul edilebilmek için Profesör Callaghan'a kendini gösterecek bir çalışma ile bilim fuarına katılması gerekmektedir. Yeni bir tasarım (microbots) ile fuara katılan Hiro'nun hayatı kabul almasına rağmen umulmadık bir felaket ile yerle bir olur. Artık yaşama amacı kalmadığına inanan Hiro erkek kardeşinin tasarladığı sağlık robotu Baymax ile hayata tutunur. Marvel gibi bir süper kahraman yaratmasa da film "şehri kötü adamdan kurtarmayı amaçlayan" kahramanlar ekibiyle Marvel'e oldukça yaklaşıyor. İkinci film çekilir mi bilmiyorum ama aynı fantastik hikayenin aynı şekilde duygusal-eğlenceli bir devamı olursa, beğenileceğinden eminim ("It is okay to cry. Crying is a natural response to pain.").

Disney’in yapımcılığını üstlendiği aile animasyonunda yönetmenler benzeri animasyon filmlerle üne kavuşan Don Hall ve Chris Williams ikilisi. Seslendirmelerin kimler tarafıdnan yapıldığını belirtmek istemedim (herhangi bir sinema sayfasında görebilirsiniz) ancak filmi izlemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum, hem eğlenceli hem de akıcı (özellikle bu türü seviyorsanız). Eğer mümkünse, orijinal dilinde izleyin :).

Bariz bir biçimde hem Amerikan animasyon yaklaşımından, hem de Japon Anime estetiğinden etkilenen film, bu iki apayrı stili muazzam bir denge ile biraraya getiriyor. Bu iki yaklaşımda işe yarayan elementleri avantajına kullanırken hem Amerikan, hem de Japon stilinde şahsen beni bazen rahatsız eden öğeleri de elemeyi başarıyor... Filmin yarattığı, San Francisco ve Tokyo’nun biraraya geldiği "San Fransokyo" şehrinin görsel bakımdan etkileyici dizaynı bile bu iki yaklaşımın birleşimini başarıyla betimliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder