27 Kasım 2013 Çarşamba

Agora - 2009

İskenderiyeli Hypatia'yı ilk olarak üniversite sınavlarına hazırlanırken Felsefe öğretmenimizden duymuştum. MS 370 yılında doğduğu tahmin edilen Hypatia, dönemin ünlü matematikçisi Theon'un kızı ve tarihin ilk kadın filozofu (ayırca astronomi ve matematikle alakadar olduğu da bilinir). Hristiyanlık henüz İskenderiye'de çok yayılmamışken genç akademi öğrencilerine felsefe dersi veren Hypatia, Hristiyanlığın yayılmasıyla dikkat çekmeye başlar (Hypatia ve şehrin bir kısmı Pagan inancına sahiptir ve şehirde azımsanmayacak kadar Yahudi inancına sahip insan da yaşamaktadır). Eski öğrencileri arasında pek çok kişi yıllar içinde önemli mevkilere gelirler (Pek çoğu Hristiyan olur). Öyle ki, şehrin valisi Orestes de Hypatia'nın eski bir öğrencisidir ve aynı zamanda kendisine duygusal bir yakınlık da hissetmektedir. Hristiyanların dinlerini yaygınlaştırmak uğruna barbarlaştığı şehirde, Hristiyan bir valinin sık sık Hypatia ile görüşmesi ve önemli kararları kendisinin fikrini sorarak alması Piskopos Cyril'in hoşuna gitmez. İncil'den alıntılar da yaparak -kadınlarla ilgili- halkı kışkırtır ve Hypatia'nın dinsiz bir şeytan olduğunu ilan eder. Orestes'in elinden geleni yapmasına rağmen bağnaz bir Hristiyan topluluğu tarafından kilisede taşlanarak öldürülür (Filmde burası biraz farklı sonlandırılmış). Yıllar önce okuduğum bir kaynakta deniz kabuklarıyla vücuduna derin yaralar açılmak suretiyle öldürüldüğünü okuduğumu anımsıyorum. Belki de bu bölüm görsel olarak çekilemeyeceği için film de taşlanarak öldürülme sahnesi konulmuş olabilir. Ancak bilinçaltı mesajları ilginç: Hristiyanların özellikle son sahnede siyah giymesi, Hypatia'nın meleği andıran beyaz elbisesi veya bağnaz Hristiyanların sakallı ve tabiri caizse çirkin adamlar olması ve Hypatia'nın çok güzel bir kadın olarak tasvir edilmesi gibi. (Eğer Hypatia anlatıldığı gibi güzel bir kadınsa, Rachel Weisz gerçekten doğru seçim!) Çok müthiş bir film olmamasına rağmen, Hypatia'nın hayatını merak eden biri olarak, bu filmi severek izledim. Kendimizden olmayanı yok etmek üzerine güzel bir film, tavsiye ederim.
 
Filmin yönetmeni  "İçimdeki Deniz" ve Nicole Kidman'ın rol aldığı "The Others" ("Diğerleri") filmlerinden tanıdığımız İspanyol asıllı yönetmen Alejandro Amenabar. Ayrıca tüm dünyada aynı isimle vizyona giren Tom Cruise'nin oynadığı "Vanilla Sky" (2001) filmi Alejandro'nun 1997 yılında yazıp yönettiği "Aç Gözlerini" filminin yeniden çekilmiş versiyonudur.
 
Orestes: Hypatia, anlamıyor musun? Sensizliğe dayanamam. Sensiz Cyril'i alt edemem!
 
Hypatia: Ah Orestes, Cyril çoktan kazandı.

1 yorum:

  1. Ne zaman yayınlayacaksın diye bekledim... gzl yazmışsın

    YanıtlaSil