Hangover serisinin en az sevdiğim filmi üçüncüsü oldu ve artık bana bu ekipten afedersiniz bıkkınlık geldi. eğer bir dördüncü film olsaydı muhtemelen izlemezdim, üçüncüsünü de senaryoyu nasıl toparladılar diye merak ettiğim için izledim. Bu filmde "bekarlığa veda" veya "düğün" konseptinin dışına çıkmışlar (zaten artık seyircinin aynı konuyu farklı bir mekanda ilzmeye takati kalmamıştır sanıyorum). Bu film ile Bangkok faciasından iki yıl sonrasına gidiyoruz. Bu kez daha önceki filmlerde tanıştıkları Uzak Doğu'lu tehlikeli küçük adam Leslie Chow'un (Ken Jeong) hapishaneden kaçmasıyla olaylar başlar. Aynı zamanda eski dosyaları kapatıp dertsiz tasasız ve kendi hallerinde yaşayan Phil, Stu ve Doug; Alan'ın bir zürafa faciası sonucu babası ile arası bozulması ve bu sırada babası kalp krizinden vefat etmesi sonucu arkadaşları ile ilgilenmek zorunda kalırlar. Cenazeden sonra Alan'da bazı değişiklikler olduğunu gözlemleyen arkadaşları ve ailesi (ilaçlarını kullanmamaktadır ve dşüncesiz bir hayat sürmektedir) onun bir kliniğe yatarak tedavi olmasını isterler. Güç bela tedavi fikrini kabul eden Alan, arkadaşlarının kendisini Arizona'daki kliniğe bizzat götürmesi şartıyla kalbileceğini belirtir. Alan'a iyilik etmek düşüncesiyle yola çıkan ekibimiz bir anda kendilerini Leslie Chow'un da içinde bulunduğu bir mafya hesaplaşmasının ortasında bulurlar.
Hangover film serisinin üçüncüsü ve sonuncusu olan bu filmin yönetmenliğini yine Todd Phillips üstleniyor, oyuncuları ise diğer filmlerden tanıdığımız ekip; Bradley Cooper, Ed Helms, Justin Bartha ve Zach Galifianakis'ten oluşuyor. Belirttiğim gibi serinin diğer filmlerinden farklı ve eğlenceden ziyada salt aksiyon dolu bir kurgusu var, vaktiniz varsa izleyebilirsiniz. İyi seyirler!
Alan: We can't be friends anymore. When we get together, bad things happen and people get hurt.
Chow: Yeah, but that's the point! It's funny!
Alan: We can't be friends anymore. When we get together, bad things happen and people get hurt.
Chow: Yeah, but that's the point! It's funny!