Bildiğiniz üzere, Japon-Türk dostluğunun somut bir örneği olması açısından çekilen Ertuğrul - 1890 yakın bir zamanda vizyona girdi. Japon bir yönetmenin eseri olan filmde Türkiye-Japonya tarihinin iki önemli olayı konu edilmektedir: Ertuğrul ve 1985 yılında gerçekleştirilen Japon vatandaşlarının İran'dan kurtarılma operasyonu. Bu nedenle film aslında iki bölümden oluşuyor denilebilir. İlk bölümde 1890 yılında Japonya'da Kuşimoto Adası yakınlarında batan Osmanlı fırkateyni (üç direkli, bir tür yelkenli savaş gemisi) ve kazazede denizcilerin Kuşimoto Adası'nda bulunan balıkçı köyündeki köylüler tarafından nasıl kurtarıldığı anlatılmaktadır. Japonya'dan dönüşünde tayfuna yakalanan ve adanın açıklarında bulunan kayalıklara çarparak batan gemiden hayatta kalanların sayısı da oldukça azdır (681 denizciden yalnızca 69 kişi sağ kalmıştır). Balıkçı köyünde fakirlik içinde yaşayan ancak gönlü zengin köylüler elindeki avucundaki her şeyi paylaşarak sağ kurtulan kazazedeler için canla başla çalışmışlardır. Filmin ikinci bölümünde 1985'te İran - Irak savaşı öncesi ülkeden kaçmayı başaramayan Japonların Japon Büyükelçisinin talebi sonucu Türk Hava Yollarına ait bir uçakla Tahran'dan Türkiye'ye getirilişi anlatılmaktadır. Filmin ilk bölümüne oranla bu kısım çok daha kısa ve daha az detay verilerek geçilmiş.
Filmin yönetmeni Japon yönetmen Mitsutoshi Tanaka yapmaktadır, oyuncu kadrosunda Seio Uchino, Shiori Kutsuna, Kenan Ece ve Alican Yücesoy bulunmaktadır. Filmin senaristi ve teknik ekibi de Japonlardan oluşmaktadır ancak tarih danışmanlığı İskender Pala tarafından yapılmış. Filmi genel itibariyle beğendim, ilk bölümü Japon köylülerin yaşam tarzları, araya serpiştirilen Japon tarihine & kültürüne ait simgeler ve kulağımın aşina olduğu Japon dili sebebiyle bana anime izliyormuşum izlenimi verdi. İkinci bölümünü ise pek sevmedim, zira hikayeye sonradan monte edilmiş gibi eğreti durmuştu. Yine de vaktiniz varsa izleyebilirsiniz.
"Nereli olduklarının bir önemi var mı? Bu bir insanlık görevidir"
Filmin yönetmeni Japon yönetmen Mitsutoshi Tanaka yapmaktadır, oyuncu kadrosunda Seio Uchino, Shiori Kutsuna, Kenan Ece ve Alican Yücesoy bulunmaktadır. Filmin senaristi ve teknik ekibi de Japonlardan oluşmaktadır ancak tarih danışmanlığı İskender Pala tarafından yapılmış. Filmi genel itibariyle beğendim, ilk bölümü Japon köylülerin yaşam tarzları, araya serpiştirilen Japon tarihine & kültürüne ait simgeler ve kulağımın aşina olduğu Japon dili sebebiyle bana anime izliyormuşum izlenimi verdi. İkinci bölümünü ise pek sevmedim, zira hikayeye sonradan monte edilmiş gibi eğreti durmuştu. Yine de vaktiniz varsa izleyebilirsiniz.
"Nereli olduklarının bir önemi var mı? Bu bir insanlık görevidir"
Film hakkında enteresan bilgiler:
- Ertuğrul’un 1890 yılında çarparak battığı kayalıkların bulunduğu alanda, o zaman yaralıları kurtaran köylülerin yaşadığı küçük balıkçı köyü döneme uygun olarak tekrar kurulmuş.
- Filmin sonunda bulunan 1985 yılında Tahran’daki savaş atmosferini canlandırmak için binlerce figüran kullanılmış. Türkiye’de bulunan Japon şirketlerinin desteği ile 200’den fazla Japon figüran, İstanbul çekimlerine gönüllü olarak dahil olmuş.
Tarihi bilgiler:
- Balıkçı köyü Kuşimoto'da içinde Ertuğrul Fırkateyni’nin maketi, gemideki asker ve komutanların fotoğrafları ve heykelleri bulunan bir Türk Müze'si bulunmaktaymış (bazı kaynaklar anıt olduğunu belirtmektedir).
- Bazı uzmanların bu geminin çürük olduğu ve böyle bir seferi tamamlayamayacağı yönündeki raporlarina rağmen Ertuğrul Fırkateyni'nin Japonya'ya doğru yola çıkmasının nedeni açık denizde yalnızca yelkenini kullanarak yol alabilmesiymiş (Osmanlı'nın geminin tüm yolculuğunu karşılayacak ölçüde yakacak kömürü olmadığı söylentiler arasındadır, yolculuğun yaklaşıl 12 ay sürmesi bunu kanıtlar niteliktedir).
Tarihi bilgiler:
- Balıkçı köyü Kuşimoto'da içinde Ertuğrul Fırkateyni’nin maketi, gemideki asker ve komutanların fotoğrafları ve heykelleri bulunan bir Türk Müze'si bulunmaktaymış (bazı kaynaklar anıt olduğunu belirtmektedir).
- Bazı uzmanların bu geminin çürük olduğu ve böyle bir seferi tamamlayamayacağı yönündeki raporlarina rağmen Ertuğrul Fırkateyni'nin Japonya'ya doğru yola çıkmasının nedeni açık denizde yalnızca yelkenini kullanarak yol alabilmesiymiş (Osmanlı'nın geminin tüm yolculuğunu karşılayacak ölçüde yakacak kömürü olmadığı söylentiler arasındadır, yolculuğun yaklaşıl 12 ay sürmesi bunu kanıtlar niteliktedir).
Kurtarma operasyonuna ilişkin ek bilgiler:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder