Sinemada uygun seans olarak bu film vardı dolayısıyla üzerinde çok düşünmeden bu filmi izledik. Adından da anlaşılacağı üzere filmde hepimizin bir şekilde bildiği Nuh Tufanı anlatılmaktadır. Bu arada yeri gelmişken söyleyeyim, Nuh Tufanı ilginç bir şekilde Gılgamış Destanında da yer almaktadır (okumanızı tavsiye ederim, epik ve eğlenceli bir destandır). Filmde Kabil'in soyundan gelen (Cain olarak adlandırılıyorlar) insanların Yaradan'ın yolundan saparak (bu arada ateist gibi düşünmemek lazım bu insanları, isyancı gibiler) dünyayı yaşanmaz bir hale getirmeleri sonucu cezalandırılmaları anlatılıyor. Öyle ki, yeryüzünün tüm kaynakları tüketilmiş ve bir parça yiyecek için insanlar birbirini öldürecek duruma gelmişlerdir. Yaklaşan felaket konusunda rüyasında uyarılan Nuh, düşmüş meleklerin de yardımıyla dev gibi bir gemi inşa eder ve her hayvandan bir çift gemiye alarak yolculuk için uyuturlar. Burada sapkın insanları tufanda boğulmaya bırakan Nuh'un neden kendi babası Mathusalem'i (Anthony Hopkins) ölüme terk ettiğini anlamadım (belki de artık yeterince yaşadığını düşünmüştür). Filmde bazı fantastik ögeler de var, tuhaf şekillerdeki yaratıklar veya yeryüzüne düşerek kaya şeklini almış melekler gibi. İşin içine din ve mistik ögelerin girdiğinde fantastik unsurların bulunması şaşırtıcı değil elbette, zaten bizim efsanelerimiz de böyle değil mi?
Filmde afişten de görülebileceği üzere, filmin oyuncuları Nuh peygamber rolünde Russell Crowe, eşi Naameh rolünde Jennifer Connelly, oğulları Shem ve Ham (Douglas Booth ve Logan Lerman) ve Emma Watson (İla). Filmin yönetmeni ise Siyah Kuğu (Black Swan) filminin de yönetmenliğini üstlenen Darren Aronofsky ve senaryosu da Ari Handel ile beraber yönetmenin kaleminden çıkmış.
Filmi pek çok yönden sıkıcı buldum ve çok sevdiğim de söylenemz. Ayrıca pek çok söylenceye konu olan Nuh Tufanı yalnızca Tevrata dayanılarak anlatılmış gibi geldi bana ki bu da eleştirilebilecek bir yön. Ama bir şeyi kabul etmek gerekir ki, semavi dinlerin hepsinde yer alann bir efsanenin (ve ayrıca Gılgamış Destanında) filme dönüştürüp dünyanın beğenisine sunmak hiç kolay değil! Zoru denemiş bir yönetmen olarak Darren Aronofsky takdiri hak ediyor (Film 4 İslam ülkesinde yasaklanmış ve Türkiye'de de bazı çabalar olmuş http://www.filmineral.com/noah-icin-mahkemeye-basvurdu.html). Filme pek çok yönüyle kendi açısından baksa da, Darren'in bir aşureye değinmesi yerinde olurdu bence :).
-Is this the end of everything?
-The beginning.
Filmde afişten de görülebileceği üzere, filmin oyuncuları Nuh peygamber rolünde Russell Crowe, eşi Naameh rolünde Jennifer Connelly, oğulları Shem ve Ham (Douglas Booth ve Logan Lerman) ve Emma Watson (İla). Filmin yönetmeni ise Siyah Kuğu (Black Swan) filminin de yönetmenliğini üstlenen Darren Aronofsky ve senaryosu da Ari Handel ile beraber yönetmenin kaleminden çıkmış.
Filmi pek çok yönden sıkıcı buldum ve çok sevdiğim de söylenemz. Ayrıca pek çok söylenceye konu olan Nuh Tufanı yalnızca Tevrata dayanılarak anlatılmış gibi geldi bana ki bu da eleştirilebilecek bir yön. Ama bir şeyi kabul etmek gerekir ki, semavi dinlerin hepsinde yer alann bir efsanenin (ve ayrıca Gılgamış Destanında) filme dönüştürüp dünyanın beğenisine sunmak hiç kolay değil! Zoru denemiş bir yönetmen olarak Darren Aronofsky takdiri hak ediyor (Film 4 İslam ülkesinde yasaklanmış ve Türkiye'de de bazı çabalar olmuş http://www.filmineral.com/noah-icin-mahkemeye-basvurdu.html). Filme pek çok yönüyle kendi açısından baksa da, Darren'in bir aşureye değinmesi yerinde olurdu bence :).
-Is this the end of everything?
-The beginning.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder